
Yağmurla yıkanan bir şehir… Karanlığın içinde atılan adımlar… Ve suç ağlarının derinliklerine tek başına inen bir adam. Aras Demir, yıllardır peşinde olduğu yeraltı örgütü Karanlık Nabızı çökertmek için ölüm sınırında bir operasyonun içine sürüklenir. Bir depo baskınıyla başlayan gecede, sadece silahlar ve patlayıcılarla değil; ihanetlerle, karanlık bağlantılarla ve yıllarca gizlenmiş bir “beyin”le yüzleşir. Operasyonun ardından şehir nefes alır… ama gerçek savaş daha yeni başlamıştır. Gölgeler arasında yeni bir figür belirir: Bilge. Aras’ın izlerini taşıyan ama bambaşka bir zekâya sahip, sessiz, hesaplı, gizemli bir kişi. Şehrin karanlık damarlarını bir satranç ustası gibi çözerken, okur bir gerçeği fark eder: Bu mücadelede hiçbir zafer kesin değildir. Gizli kasalar, paravan şirketler, liman köşelerinde dönen kirli oyunlar, gölgelerle yapılan hesaplaşmalar, akılla yürütülen savaşlar… Karanlık Nabız, hız kesmeyen temposu, derin örgü yapısı ve zeka dolu manevralarıyla okuru karanlığın kalbine çekiyor. Her sayfada tehlikenin nabzı daha hızlı atıyor, her adım bir sonraki oyunun habercisi oluyor. Soru şu: Karanlık gerçekten sona mı erdi, yoksa sadece taraf mı değiştirdi?
0 Yorumlar